27 Ocak 2010 Çarşamba

OĞLUM DENİZ ONURUM,NİCE SENELERE,İYİKİ VARSIN..



Deniz Onur um, sen benim mucizemsin. Öyle bir anımda tuttun ki kolumdan, ihtiyacım vardı. çektin kendine, güzel gözlerini diktin gözlerime. Miniğim, canım, kanım, oglum, Deniz Onur’um ,bu yazımı sana ithafen yazıyorum.
Gerçekten hayatta mucizeler var mı? Evet, hayatta mucizeler var...
Yaşamımızda mucizelerin olduguna inandım hep. Yasadıgım dünya her türden mucizelerle doluydu. Mucizeler,umut yüklüydü,ve yaşamımı aydınlatıyordu bütün çekiciligi ile. İstememiz yeter diye düsünüyorum ve istemesini bilmeden sadece oturup mucize bekleyen inanlara çok kızıyorum. Hepimiz, tıbbın asla iyilesmez dedigi hastalıkların iyilestigine bir mucize olarak tanık olmus ya da duymusuzdur. Sadece hastalıkların iyilesmesi degil; bazı zamanlardada, en iyi çözümler de bir mucize gibi karsımıza çıkar. Mutlaka konusmanız veya görmeniz gereken kisi sizi aradıgında ,paraya sıkıstıgınızda, gerekli miktarda parayı bulmada her zaman mucizeler kendini gösterir. Bizler, düsünerek inandıgımız ve olacagına kesin gözüyle baktıgımız seyleri kendimize çekeriz ve mutlaka yasarız. O zaman en iyisini beklemeli ve istemeliyiz. Arzu ettiklerimizden azını beklersek, o zaman elde edebilecegimizden daha azına sahip oluruz. Kendinize ,arzu ettiginiz seye sonuna kadar layık oldugunuzu hatırlatmayı unutmayın. Dileklerimizin,beklentilerimizin gerçeklesmesi için uzun zaman gerektigini düsünürsek, bunu böylece programlamıs oluruz. Yürekten hissetmeli ve bunun olacagına inanç duymalıyız. Olumsuz düsüncelerı bırakmalıyız.
Eger düsünceleriniz olumsuz,duygularınız güvensiz,korku ve endise doluysa,olmasından korktugunuz durumları, kendinize çekersiniz. Negatif düsündügünüzü fark ettiginiz anda kendinizi durdurun ve bu düsünceyi iptal edin.
Saglıklı olmak istiyorsanız, o zaman kendinizi saglıklı olarak görün. Eger paralı olmak istiyorsanız, refah içinde oldugunuzu düşünün. Kötüyken daha da kötüyü düsünmek yerine, iyiye odaklanarak durumu lehinize çevirmeyi deneyin.
Şimdi size anlatacaklarım,bu yazdıgım yazıların ne kadar dogru oldugunun göstergesıdır.
Hayatım boyunca çocukları deliler gibi seven ve çocuk isteyen bır kadın olarak , eşimle bir an bile isteyip istemediğimizi konuşmadık, çunku birbirimizi yeterınce tanımıstık(6 yıl kadar). Evliligimizn 4. ayında çocugumuz olmuyor diye doktora gittik. Doktorun ılk sözü ''Siz delimisiniz, divanemisiniz” oldu ve arkasından ekledi; 1 yıl dolmadan asla buraya gelmeyın,şimdi güle güle dedi. Aradan tam 5 yıl geçti. Mersinde gitmedigimiz doktor kalmamasına ragmen bebegimiz olmadı.
Bir gün eşimle ortak bir karar alıp ,tüp bebek yapmaya karar verdık. Arabamızı satıp,tüp bebek masrafı ıcın kullanacaktık. Tam arabamızın satılacagı ,anlasacagımız bır zamanda bir mucıze gerceklestı. Hamileydim…
6,5 ay boyunca etrafımda kim varsa başta eşimi, sonra çok kıymetli Doktor’um Osman Nuri Aksu’yu,ve çevremdeki herkesi bol bol yordum.Henüz genç bir kızken bıle ‘’ya evlenınce çocugum olmazsa’’ dıye ,aklıma gelen kötü düşünceler olurdu. Aklıma gelmeyen kötü senaryo sanırım kalmamıştı. Böyle böyle 6,5 ay geçti…İşte bu 6.5 ay 6,5 yıl oldu bana…6,5 ay boyunca bebeğim için binlerce olumsuzluk senaryosu yazmış olan ben, acaba sezeryan da ölecek miyim, eşimi ve ailemi bir daha görebilecekmiyim, saglıgı yerınde olacakmı?…Geceleri gizli gizli ağlardım…Haksızda degılmısım. Tüm olumsuzlukları kendıme dönüştürmüşüm.
Hamileliğimin 9 ay değilde 6.5 ay süreceğini ve karnımda ölebilecegini, tabiki hiç düsünmemiştim.
Bir gün sabah uyandım,sankı bır aksilik vardı . Öglene kadar bebegimin tekmesını hıssedememiştim. Hemen eşime telefon ettım ve acıl gelıp benı doktora götürmesini söyledim. Doktora gittik. Öyle panik içindeydımkı,eşim sürekli bana kızıyordu.Ya lütfen, sorun yok, sakın ol! Sakin olmam mümkün degildi. Annelik içgüdüsüyle bir seylerin ters gıttıgını hıssedebılıyordum. Ultrasona girer girmez, Doktor’um suskunlastı ve bıze dönüp bakamadı. O an dünya başıma yıkıldı sandım.
Hayatımda hiç böyle kötü hissetmemiştim.,sanki ben bebegimi koruyamamıştım. Bu düşüncelerle aklımı bile oynatabilirdim. Eşimle tam 1 saat muayene odasından çıkamadık. Daha sonra biraz kendimizi toplayıp eve gittik. Herkes bana ve eşime sakin olmamızı söylüyordu. Ancak olamıyorduk,olmamızda mümkün degildi.. Hıçkırırcasına ağlıyordum ve panik içindeydim. Ertesı gun ölü dogum yapmam gerekiyordu. Bebeğim yaşamadıgı için normal doğum yapmam gerekliymiş. Bu hepsimden de acı ıdı. Dogunca kucaga alamamak,ölü bir bebek için bu kadar acı çekmek. Neden benim başıma bunlar gelmişti? Neden bebegim karnımda ölmüşt?. Beni doguma aldılar, bu arada eşim de kapıda benim tüm acılarımı ,bagırmaları hissediyordu. Onun için de çok zordu tabiî ki. Bu olay eşimle beni ciddi anlamda sarstı. Aradan tam 3 yıl geçti ve bu yıllar içinde tam 3 kez daha hamilelik yaşadım ve ne yazıkkı onlarıda düşük yaşayarak kaybettim. En son hamile haberini aldıgımda doktorum yataktan cıkmamı yasakladı Ve haftanın 5 günü hastaneye yatmam gerektigini söyledi.
Şu anda o mucize bebek;Deniz Onur’um, şu anda tam 9 yaşını doldurmuş kocaman bir çocuk. Doğum Mersinde oldu. 24 Ocak 2001 tarihinin ilk saatlerinde saat 08.30 'da nihayet dogum zamanı geldi ve içeriye aldılar. Kendime geldigimde sadece acı çektigimi ve üsüdügümü ve başımda kimsenın olmadıgını, yanımdan gelen geçen insanları hatırlıyorum. Oglum Onur’un dünyaya geldıgı anda ,heyecandan herkes onun pesınden odaya cıkıyor. Tüm ailem oglumun basucunda, 8 senelık özlem ,benı onlara o an unutturuyor Bir kişinin aklınada, anneyi dısarıda beklemek gelmiyor. Bu anda da olmayack bır sey oluyor ve içerıdekı hemsıreler, dısarıda kımsenın olmamasına ragmen beni ameliyathanenın dısına koyuyorlar. Benı ziyarete gelen bır yakınımız bır bakıyorkı ,ben orada tek basınayım,şaşırıp kalıyor. Hemen odadakılere haber verıyor. Bizimkiler,aman Allah’ım deyip kosturmaya baslıyor .(Tahmın edersınız nasıl koşturup yanıma geldıklerını).Komik bir anı olarak,ben her fırsatta bunu, eşimin ve ailemin basına kalkıyorum.’’ Bebegi gördunuz, beni unuttunuz ‘’diye
Odaya girdiği ilk anı, kucağıma verdiklerinde o eşek gözlerini, kocaman açıp yüzüme baktığı anı ve annelık içgüdüsü mucızesını asla unutmayacagım.
Sanki hayatım onun gözleriyle açıldı. 28 yıl ona ulaşmak için geçmiş gibi ,tarifsiz bir şey Dünyanın en güzel bebeğiydi bana verdikleri, yumuşacıktı ve ben dünyanın en mutlu kadınıydım. Hayatta yeni bir sayfa açma laflarını hep komik bulurdum ama bebegimle yeni bir sayfa açıldı hayatımda. Son bir sözüm daha kaldı; Bu mucize için önce yüce Rabbime, oğluma sonra eşim Metine beni anne yaptığı ,bana katlanma katsayısını ikiye arttırdığı, hamileliğimi de benimle bir yaşadığı ve çok iyi ve anlayışlı bir baba oldugu için binlerce teşekkür ederim. Söz veriyorum bir daha bu türden ,yasadıklarımdan bır yazı yazacagımda bu kadar uzatmayacağım; ne yapayım mutluluktan
Umut ettikçe, istedikçe ve başarmak adına çaba sarfettikçe mutlaka emeklerin karşılığı alınıyor. Ben Cemile Okşar olarak, bunu canlı canlı yaşadım ve herkesle paylaşmak istedim.
Sevgiyle,sağlıcakla,dostça ve afiyetle kalın...


5 yorum:

Miskokulu Lezzetler dedi ki...

Cemileciğim okurken gözlerim doldu. Onur un doğum günü kutlu olsun.Nice yıllar sağlıkla ve mutlulukla annesi ve babası ile birlikte geçirsin.Onlar bizim hayat ilacımız Allah acılarını göstermesin.Sevgiler.

susamcorekotuFeriha dedi ki...

seni çok iyi anlıyabiliyorum ALLAH herşeye kadirdir şükür etmek gerekir ağzınızın tadı bozulmasın iyiki domuş nice mutlu yıllara

SeViL ( sevdalitatlar ) dedi ki...

Sağlıklı huzurlu mutlu ömürlerı olsun..
Nice yaşlara hayırlısı ile girsin..
Sevgilerle..

KEYFESEYRAN dedi ki...

Onura nice mutlu yıllar diliyorum canım Allah ayırmasın

Sedef dedi ki...

Cemilem hüngür hüngür ağlattın beni...Yakışıklı Onurcuğumu Allahım size bağışlasın:)Ömrünce çok mutlu,sağlıklı olsun:)Nice güzel doğumgünlerini hep birlikte kutlayın inşallah...Sevgiler

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...