28 Şubat 2010 Pazar

ZEYTİNYAĞLI PIRASA..


Merhaba lezzetsever dostlarım, arkadaşlarım;
Güzel bir hafta gecırmenız dıleklerımle sözlerıme başlamak istiyorum. Son zamanlarda aşçılık kursuna devam etmemden dolayı cok yogunum. Oglum Deniz Emreyı bile bu yogunluktan kreşe vermek zorunda kaldım. İnanın günler nasıl birbirini kovalıyor, zaman nasıl geçiyor anlayamıyorum. Bu yogunluk ınanın benı çok yormuyor. Aşçılık kursunda çok güzel lezzetler ve ipuçları ögrendıkce bu beni dahada çok mutlu edıyor ve ınanın yorgunlugum çıkıyor. Dolayısıyle sitemle bile çok ilgilenemez oldum. Hocamız çok guzel lezzetler ve pratik püf noktaları ögretiyor. Hergun 5 çeşıt soguk meze ögrenıyoruz. Aslında her yaptıgımız lezzetin resmını cekıyorum ama sunumu çok guzel olamayacagı ıcın sızlere o resımlerı koyup tarıfı yazamıyorum. Çunku sunum , görsellık benım ıcın çok ama çok önemlı.. Evde kendım yaptıkca bır bır yayınlaycagım, herseyı sızlerle paylasacagım
Bu kursu tamamladıktan sonra da çok güzel planlarım var. Tüm lezzetseverlere , Cemilece Lezzetleri tattırmak amacı ıle, bir işletme acmayı dusunuyorum. Şöyle mütevazı bır meze evi tarzı ve yanında ev işi pasta, ek ve kurabiyeler olsun istiyorum.Orada verılecek belgeye ihtıyacım var. O nedenle sanırım bır sure daha bu kosusturmaca devam edecek. Şu an ıcın soguk mutfak, arkasından sıcak mutfak ve daha sonrada pastacılık kurslarının hepsını tamamlayıp kısmetse inşallah, belgelerımı almak ıstıyorum.  
Şimdi hemen tarıfıme gecmek istıyorum.
Malzemeler:
500 gram pırasa,
2 adet havuç,
4 yemek kaşığı pirinç,
1 tatlı kaşığı domates salçası,
1/2 adet limonun suyu,
1/2 çay bardağı zeytinyağı,
2 tatlı kaşığı şeker,
Tuz
Hazırlanışı
Havuçlar kazınıp, halka halka doğranır. Ardından pırasalar bir parmak kalınlığında doğranır. Düdüklü tencereye zeytinyağı ve salça konulup kavrulur. Havuçlar ve pırasalar ilave edilip, biraz  kavrulur. Üzerini kaplayacak kadar su, limon suyu,pirinçler, şeker ve tuz konulup kapagı kapatılarak 15 dakika kadar pişirilir..Yemek,  buzdolabında iyice soğutulup, servis edilir.
AFİYET OLSUN...

25 Şubat 2010 Perşembe

MAYALI KEK..

MAYA İLE HARİKALAR YARATIN!!
Hamur işini seven bir toplum olarak mutfagımızdan eksik etmedigimiz mayayı, sadece hamur kabartıcı olarak düşünmeyin. Maya, doganın bize sundugu saglık iksiri. Yüzde 50 oranında protein, Bgurubu vitaminler, demir, krom, magnezyum, fosfor, çinko ve selenyum içeren maya ile her çeşit hamur işleri yapabiliriz..Çıplak gözle görülmeyecek kadar küçük , yuvarlak ve renksiz hücrelerden oluşan maya, sıcakla temas edınce çogalır. Maya , başta ekmek olmak üzere çeşitli unlu mamüllerin, bira ve şarap gibi içkilerin üretiminde kullanılmaktadır. Piyasada toz yada kalıp (yaş) halde satılmaktadır. Bu bilgiden sonra sizlere mayalı kekimin tarifini vermek istiyorum.
"Mayalı kek mi olur" dediginizi duyar gibiyim, ama oluyormuş..
Açıkçası tarifi denemeye karar verdıgımde çok tereddutlerım vardı. Herzamanda aklıma takılırdı neden kekler mayalı yapılmaz dıye. Bu merakımı yenmek adına tarifi denemeye karar verdim. Sert  olacagı kanısına kapılmıstım. Kek dedıgın yumusacık olmalıydı. Gerçekten deneyınce çok begeneceginize ınandıgım tarıf işte burada!!!
MALZEMELER:
11 gr insant yuva maya,
4 su bardagı elenmiş un,
1 yumurta,
1 limon kabugu rendesi,
2.5 çay bardagı ılık süt,
2,5 çay bardagı toz şeker,
1 çay kaşıgı tuz,
80 gr tereyagı,
2 temek kaşıgı kakao.
ÜZERİ İÇİN:
1 yumurtanın sarısı
HAZIRLANIŞI:
Unu geniş bir yogurma kabına alıp ortasını havuz gibi açın. Maya, şeker, tuz, limon kabugu rendesi,yumurta ve sütü ekleyip yogurun.
Tereyagını küp şeklinde dograyıp hamura yedirerek yogurun. Hamuru iki eşit parçaya ayırın. Bir parçasına kakao ekleyip iyice yogurun. Hamurların üzerlerini örterek 40 dakika mayalanmaya bırakın.
Öncelıkle sade hamuru unlnmış tezgahta merdane ile 40cmx22cm ölçülerinde dikdörtgen şeklinde açın. Kakaolu hamuruda aynı şekilde açarak beyaz hamurun üzerine yerleştirin ve kısa kenarından başlayarak rulo şeklinde sarın.
Baton bir kek kalıbını yaglayarak ruloyu içine yerleştirin. Üzerini örterek 40 dk daha mayalandırın. Üzerine yumurta sarısı sürerek 185 derecede ayarlanmış fırında pişirin. Soguduktan sonra kalıptan çıkartıp dilimleyerek servis yapın.
Afiyet Olsun..

MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN..

Bir avuç dua, bir kucak sevgi,

Sıcak bir mesaj kapatır mesafeleri, birleştirir gönülleri,

Bir sıcak gülümseme, daha da yaklaştırır bizi birbirimize.

Kalbiniz nur, eviniz huzur dolsun.

Bu güzel gecenin tekrarlarına ulaşmanız dileklerimle.

Kandiliniz  mübarek olsun..

Sevgıler..

24 Şubat 2010 Çarşamba

FESLEGEN:


Sevgili lezzetseverler,
Bugün basladıgım aşçılık kursunda çok güzel soguk mezeler ögrendım. Yakında bu ögrendıklerımı yapıp, buradan sızlerle paylasacagım. Diyetımı merak eden arkadaslar varsa, ne yazıkkı İsveç Dıyetıne devam etme sansım gunden gune yok olunca, bırakmak zorunda kaldım.  Nedenini soracak olursanız Aşçılık Kursunda yaptıgımız lezzetlerı tatmamız gerektıgı ıcın o dıyete son vermem gerektı. Bır haftada 2 kılo vermıs oldum. Fakat hala rejımı bırakmıs degılım.  Sporuma ve yedıklerıme cok dıkkat edıyorum. Zaten mantıklı dusununce de saglıklı olanın bu şekılde oldugunu biliyorum.
Bugün sizlere şifalı otlarımızı tanıtmaya devam edeecegim. Hoş kokusu ve yoğun aromasıyla birlikte yemeklerinize lezzet katan fesleğen.
Bitkilerin kurutulmasıyla elde edilen baharatların en önemlilerinden biri olan fesleğen, hoş kokusu nedeniyle çiçek olarak da yetiştirilir. Diğer adı reyhan otu olan bu bitkinin çiçeğinin yaydığı koku sivrisinek kovucu özelliğiyle de bilinir. Fesleğenin sindirim sistemi, sinir sistemi, cilt ve kemik sistemi için de yararlı olduğu düşünülür. Hazımsızlık sorunu çekenler için doğal ilaç olarak gösterilen fesleğen, az büyüyen bir bitkidir. Fakat çeşidi çok olduğundan, yetiştirildiği ülkelerin iklim şartlarına göre boyları da farklılık gösterir. En yaygın bilinen fesleğen, şüphesiz tatlı (sweet basil) fesleğendir. Tatlı fesleğen yağı da cilt için kullanılan ve cildi canlandırıcı etkisi bulunan aromatik yağlardan biridir. Aromatik yağlarla yapılan tedavilerde kullanılan bitkilerden biri olan fesleğenin, doğadaki diğer bitkiler gibi yan etkileri olabileceğinden, doktor kontrolünde kullanılması daha doğru olacaktır. Fesleğen, taze yenildiği gibi nane ve kekik gibi kurutularak da tüketilebilir. 40'tan fazla çeşidi olduğu bilinen fesleğen, hoş kokulu bir bitki olduğu için yoğun bir aroması bulunmaktadır. Fesleğen spaghetti, pizza gibi İtalyan klasiklerine lezzet veren pesto sosun da ana maddesidir. Salatalarda hem yaprak olarak hem de kurutulmuş olarak kullanılabilir. Balıkta kullanıldığında, hem balığı hafifletir hem de hoş ve ferahlatıcı bir tat bırakır. Fesleğenin tadını kaybetmemesi ve kokusunun yoğunluğunun azalmaması için yemeğin son aşamasında eklenmesi de önemlidir. Bazen, kahve kadar sert bir uyarıcı olabilen fesleğen, enerji verici özelliğiyle de bilinir. Fesleğen bitki, çiçek ya da baharat olmanın ötesinde, insanoğlunun ihtiyaç duyduğu çoğu özelliği barındıran kompleks bir besindir. Cilt, solunum sistemi, sindirim sistemi, endokrin sistemi için de doğal bir mucizedir. Tiroit kaynaklı bazı hastalıklarda da etkili olan fesleğenin dalları renkli çiçeklerden oluşur. Zeytinyağı, fesleğen, sarımsak gibi besinlere düşkün olan ülkelerde kalp hastalığı oranının düştüğü, tüm dünyada yaygın bir görüştür

23 Şubat 2010 Salı

PATLICAN ÇORBASI


Sevgili Lezzetseverler;
Diyetımden notlarla hemen sözlerıme baslamak ıstıyorum. İlk gunlerde verdıgım kıloları ne yazıkkı veremez oldum.  Sanırım bır pasta kaçamagı çok şeye mal oldu.  Ama ben yınede sabırla devam edıyorum.  Sonuçlarda çok degısme olmadıgı  ıcın bugunde lısteleme yapmıyacagım.
Bugün sizlere başlamıs oldugum aşçılık kursundan bahsedecegım. Şimdı dıyeceksınız kı ne aşçısı ne kursu. Bahsettıgım arkadaslarımın çogu bana gulduler. Ya senın kurs almaya ıhtıyacın mı var , sen kurs verecek düzeydesın dıye. Belkı haklı olabılırler.  Ben ögrenmeyı çok seven çok meraklı bır ınsan oldugum için ögrenecegım bir tek tarif , bir tek sunum bile benim için kardır ve ögrenmenın yaşı yoktur  dıyerek  bu  kursa basladım. Elımde bır sertıfıka olması da çok hos olabılır, belkı zamanla bır ısıme yarayabılır. Sizlere bugün yaptıgımız süsleme çalısmasından bahsetmek ıstıyorum.
Hocamız, tuz, cam şişe ve rengarenk gıda boyalarını kullanarak çok güzel süslemeler yaptı.  Bugun ılk günüm oldugu ıcın,  ben daha sonra bu süslemeyı yapıp sizlere resimleyecegım. Kursta yapılan çalısmalardan birkaç resmi,   sızler ıcın  sunacagım.
Şimdi tarifima gececegım ama öncelıkle bu tarıfı kimden aldıgımdan bahsedecegım.  Saygıdeger şefim Gürbüz Gül ile facebook vasıtasıyla tanıstık. Yaptıgımız sohpetlerden sonra kendısıne aıt tarıflerı oldugunu  ve benımle paylasabılecegını söyledı. Bende tabıkıı tahmın edersınız cok mutlu oldum. Ve hemen benımle paylastıgı gun patlıcan çorbasını yaptım. Bugüne kadar ne duymus nede tadına bakmıstım bu çorbanın.  Şimdi hemen Sayın Şefimin tarifine  gecıyor ve kendısıne buradan saygılarımı sunuyorum.
PATLICAN ÇORBASI TARİFİ
MALZEMELER :
3 adet bostan patlıcanı
1 adet kapya biberi
1 adet yeşil bibri
200 gr.süzme yogurt
1 tatlı kasıgı tuz
1 tatlı kaşıgı karabıner
100 gr. tereyagı
100 gr. un
2 adet tavuk bunyon
YAPILIŞI :
Patlıcanları ve biberleri közle,kabuklarını soy bunları mikserden geçir bir kapta beklet yoğurdu sulandır, çorba tenceresinde tere yağını erit,unu ilave et kavur. Soğuk su ile hamurlaşmayı önle,yoğurtlu suyu ve patlıcanları ilave et. Bulyonları ilave et karıştırarak kaynat ve baharatlarla beraber sıcak sıcak servis yap.
Afiyet Olsun..

22 Şubat 2010 Pazartesi

İÇLİ KÖFTE:

Sevgili arkadaşlarım,
Güzel bir hafta geçirmenız dıleklerimle sözlerime başlamak istiyorum. Ben haftaya pek keyifli, pek moralli başladığımı söyleyemeyeceğim.  Ne oldu diyeceksiniz? Dün yazımı okuyan arkadaslarım hemen kılo vermem yavasladıgı ıcın sanacak ama hayır. Onla bır alakası yok. Küçuk bır kaçamak oldu.Kaldıgım yerden devam. Sonuçlar degısmadıgı ıcın bugun sonuçlarıda açıklamayacagım.
Pekı ne oldu dıyeceksınız, çok sey yada hiçbirsey. Yani burdan açıklamamın mümkün olmayacagı türden bir olay. Neyse konuyu degıstıreyım de sıze moral bozuklugum , negatif ruh halim gecmesın..
Hemen tarifime gecmek istiyorum..
Türk mutfağının en güzel yemeklerinden biri içli köftedir. Hem içi hem dışı lezzetli bu köftenin hazırlanışı biraz zahmetli olsa da uğraştığınıza değiyor. Denenmiş ve tadı onaylanmış bu nefis köftenin tarifi sizler için...
Öncelikle köftemızın yanında yenılen salatamızın tarıfını vermek ıstıyorum..
TAHİNLİ TURP SALATASI
Bu salata; Mersin ve Adana’da, özellikle içli köftenin yanında garnitür olarak sunulan bir salata olup; genelde, az sulu olarak hazırlanıp kaşıkla yenilir. Ben içli köftenın içine koyup yemesini çok seviyorum. Arzuya göre koyu kıvamlı meze olarak da hazırlanabilir. İçindeki baharatlar ve oranları, ayrıca tahin ve limon miktarı da, istenen damak tadına göre ayarlanabilir.
MALZEMELER:
3- 4 kırmızı turp,
3 diş sarımsak,
1-2 limon suyu,
½ su bardağı tahin,
kimyon
Tuz
YAPILIŞI:
Turplar iri olarak rendelenir ve biraz tuz serpilerek birkaç dakika bekletilir. Turp rendesi sulanınca; iyice sıkılarak suyu alınır. Limon suyu ve ezilmiş sarımsak eklenip, arzu edilen baharatlarla ve tuz ile tatlandırılır. Karıştırılır. Tahin az su ile inceltilerek salata malzemesine katılır ,karıştırılır. daha su ile koyuluk derecesi servis tabağına alınır. İsteğe göre süslenerek servise sunulur.
Afiyet olsun..
İÇLİ KÖFTE TARİFİ:
MALZEMELER:
500 gr ince bulgur,
2 su bardagı un,
1 su bardagı irmik,
1 adet yumurta,
2 yemek kaşığı biber salçası,
2 çay kaşığı kimyon,
2 çay kaşıgı karabiber,
1 tatlı kaşıgı  kaşıgı tuz (Salçadakı tuza göre lütfen ayarlamayı yapınız)
1,5 su bardağı irmik
Yeteri kadar sıcak su
Kızartmak için sıvıyag
İÇ MALZEMELER:
1 kilo kuzu kıyma,
1/2 çay bardagı sıvıyag,
4 orta boy soğan,
1 çay kaşığı acı kırmızı biber,
1 tatlı kaşığı karabiber,
1 çay kaşığı kimyon,
Yeteri kadar  tuz
1 bag maydanoz.
YAPILIŞI:
Bulguru,unu,irmigi hepsini  göz kararı,çok fazla sulu olmayack şekilde sıcak su ile ıslatınız .Üzerine bir adet yumurtamızı kırınız. Kimyonu, karabiberi, kırmızı biberi,  salçayı ve tuzu ekleyin. İyice özdeşlesene kadar yoğurun.
Kıymamızı yagda kavurun. Kıyma kavrulduktan sonra soğanı yemeklik doğrayıp ekleyin. 5 dakıkada bu şekilde kavurun. Baharatları ekleyin. Soğumaya bırakın. (Bu işlemin bir gün önceden yapılması ve sogutulması tavsıye edılır.)
Bulgurlu harcımızdan cevizden biraz daha büyük parçalar alın. İşaret parmağı ile içini oyun ve iyice inceltin. (Burada sizin el  beceriniz ön plana gececek) Soğumuş kıymalı harçtan 1 yemek kaşığı kadar içine koyup kapatın. Tümünü bu şekılde yaptıktan  sonra tavaya yagımızı koyup,kızgın yagda kızarana kadar kızartıp, sıcak sıcak servis yaparız.
Afiyet Olsun..

21 Şubat 2010 Pazar

İÇİ BALLI FINDIKLI, DIŞI GOFRETLİ GANAJLI PASTA


Sevgili Lezzetseverler;
Hemen sıze baslamıs oldugum diyetten notları iletecegım.İlk gunden takıp edemeyen lezzetsever arkadaslar ıcın ilk gunden rakamları yıne yazacagım.
1.gün 74.100
2.gün 73.600
3.gün 72.500
4.gün 71.900
5.gün 71.900
Sabah aç karnına tartıldıgımda bugun hıc kılo veremedıgı gördum. Dün kucuk bır kaçamak, bugun hıc kılo vermememe neden oldu. Kaçamak neydı dıyeceksınız Sevgili Annecıgımın yaş günü pastasından çok küçük bir dilim:))))
Bugün de  ne yazıkkı diyetıme tam olarak uyamadım.Yarın yine tartıda pek birşey degişmeyecek bunuda çok iyi biliyorum. Bugün hava o kadar güzeldi ki, bizde ailece degerlendirmek istedık ve piknıge gittik.Tabıkı piknıge gıdınce tahmın edersınız kı , pek aç kalmak diyete uymak  mumkun olmaz. Bende aynen diyetıme uyamadım. Sizler için resimler çekecektım,fotograf makınemde yanımda ıdı ama ne yazıkkı hafıza kartımı laptopun içinde unuttugum için resimleyemedım.Yarınki tarifimi olusturacaktı ama bu mumkun olmadı. Bir dahakı sefere ınşallah..
Şimdi bugunkü  tarıfımın nasıl dogdugundan bahsetmek istiyorum. Dün sevgili Annecıgımın dogum gunu idi. Dün birlikte otururken bır anda kızım artık havalar ıyıce ısınır. Yarın (bugun için) cemre dusecek dedı. Bende bır anda aman Allahım dedım. Neden dedim, çunku annemın dogumgununu unuttum. 20 şubat sevgılı annemın  dogumgunu ıdı. Bır anda cemre dusecek der demez  dogumgununün  20 sı oldugunu hatırladım. Buyuk oglum Onur hemen aglamaya basladı. Anneme cok duskun ve çok duygusal bir cocuk oldugu ıcın kendını tutamadı. Bana kızıp durdu, anne nasıl unutursun  diye.
Neyse daha sonra evıne gıttı. Bende hemen Annecıgıme bır sürprız yapmak  istedim. Ne yapsam ne yapsam dıye düsünürken , çunku pratık bır sey olmalıydı çok zaman yoktu. Gecen gun sevgili blog yazarı arkadasım Saglıklı Mutfak ( Hilal ) 'in pastasından esinlendim. Evde var olan malzemeleri kullanacagım için,  onun yaptıgından biraz degişik olacaktı.  Hemen işe koyuldum. .Annem için bu çok büyük bir sürprız olacaktı. Pasta yapar yapmaz, hemen Annemlere dogru yola çıktık.  Annem elımizde  pasta ve hedıye ile; eşimi ,beni ve çocukları görunce hemen aglamaya başladı.  Duygu senınden sonra pastamızı afiyetle yedık.

Şimdi bu degerli günün,  resminden sonra pastamın tarıfıne geçmek istiyorum.
MALZEMELER:
1 adet hazır pasta tabanı,
1,5 yemek kaşığı bal,
1 çay bardağı süt,
1 paket krem şanti,
100 gr damla  çikolata,
1 çay bardağı fındık ( dövülmüş ),
3  paket rulo gofret.
YAPILIŞI
1 paket krem şanti üzerindeki tarife göre hazırlanır.İçine 200gr damla çikolata konulup  karıştırılır.  Diğer 1,5 yemek kaşığı bal ve 1 çay bardağı süt el mikseri ile iyice çırpılır. Hazır pasta tabanının altına ve üstüne sürülerek kek ıslatılır. Krem şantili karışımdan pasta tabanının altına bir miktar dökülür ve yayılır. Ortasına fındık serpilir. Biraz daha krem şantili karışımdan dökülerek üst taban kapatılır. Kalan krem şantili karışım da en üst kısma dökülerek yayılır. Rulo gofretler pastanın kenarlarına tek tek dizilir.Boyları uzun oldugundan,pastanın boyuna göre kesmek zorunda kaldım. Kesilen  gofretler blederdan geçirilerek toz haline getirilir ve pastanın üzerine serpilir. Kazımalık Ganaj ile üzerlerine güller yapmaya çalıstım. Siz istedıgınız sekılde süsleyebilirsiniz.
Afiyet Olsun..

20 Şubat 2010 Cumartesi

MERCİMEKLİ ISPANAK YEMEGİ:

Sevgili lezzetseverler,

Güzel bir hafta sonu dileklerimle sözlerıme baslamak ıstıyorum.Hemen sız baslamıs oldugum diyetten notları iletecegım.İlk gunden takıp edemeyen lezzetsever arkadaslar ıcın ilk gunden rakamları yıne yazacagım.

1.gün 74.100

2.gün 73.600

3.gün 72.500

4.gün 71.900

Sevgili arkadaslar bu rakamları gördukce ınanın daha cok azım gelıyor ve hırslanıyorum. Ama gercegı soylemek gerekırse artık zorlanmaya basladım. Hergun, yürüme bandında 1 saate yakın zamanda, 5 km yuruyorum.Ve açımmm:))).En cok da pişirdıgım yemeklerı yıyememek beni zorluyor. Yinede kaçamak yapıp tadlarına bakıyorum ama.:))

Şimdi bugunku tarifime gecmek istiyorum.
Malzemeler:
1 Kg Ispanak Kökü,
1 Adet Soğan,
Sıvıyag,
1 Tatlı Kaşığı Biber Salçası,
1 Su Bardağı Yeşil Mercimek,
1 Çay Kaşığı Karabiber,
1 Limon,
Tuz
Yapılışı:
Ispanağın kırmızı köklerini yaprağına kadar yemeklik doğrayıp iyice yıkayın.  Soğanı  ince ince kıyın. Düdükü tenecereye sıvıyagı koyup , soğanlar pembeleşinceye kadar kavurun.  Salçayı ve mercimeği ekleyerek karıştırın. Daha sonra 2 bardak su ile birlikte yıkadığınız ıspanakları sıkmadan sulu olarak üzerine ilave edin. Tuzunu, limonunu ve karabiberini serpip,  düdüklü tenceremızın kapagını kapatıp,  kısık ateşte 15 dakika pişirin.
Afiyet Olsun

19 Şubat 2010 Cuma

ÇİG KÖFTE:

Sevgili Lezzetseverler, Hayırlı Cumalar..
Diyetimin gayet basarılı gittiginin müjdesini vermek istiyorum. Gercekten insan istedıgı zaman azmin elinden hiçbir şey kaçamıyor. Dedigim gibi sadece inanmak ve iradeli olmak yetiyor. Beni yakından takıp eden , kilo verdıgımı , basarılı oldugumu görunce baslayacak olan arkadaslarım ıcın şimdi yıne rakamlardan bahsedecegim.İlgilenen tüm arkadaslara duyrulur.
1.gün 74.100
2.gün 73.600
3.gün 72.500
Şimdi bu bilgilerden sonra Çig Köfte tarifime geçmek istiyorum. Şimdi dıyeceksınız çigköfteyı yaptında yemeden nasıl durdun dıye , evet yemeden durmam imkansızdı..  Bir yemek sitesi olan Mor Biber ile yaptıgım röpörtajda bana şöyle bir soru sorulmustu.
En sevdiğiniz yemek hangisi?
"Bir yemeğin yiyeceğim son yemek olduğunu bilseydim “çiğ köfteyi” tercih ederdim"cevabını vermıs bır kısı olarak sanırım asla yemeden duramayacaktım.Gecen hafta içinde yaptıgım fakat listelemeye zaman bulamadıgım için Çig Köftemı bugun yayınlıyorum..:))) Çig köfte yapmasını sevgili babamdan ögrendım, artık babam asla yapmıyor bana yaptırıyor ve her yaptıgımda "kızım boynuz kulagı çoktan gecmıs " kelımesını kullanıyor:)))) 
MALZEMELER:
Geniş bir tepsi
Yarım kilo çiğ köftelik ince bulgur
Yarım kilo çiğ köftelik tam yağsız  et
1 demet maydanoz
1 bag taze soğan
1 büyük kuru soğan
2 adet kabugu soyulmuş büyük domates
Zeytınyag,
4 diş sarımsak
2 tatlı kaşığı karabiber
3 yemek kaşığı pul biber
3 yemek kaşığı  acı biber salçası
2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşıgı kimyon,
Arzunuza göre isot (ben isot koymuyorum çünkü çok sevmiyorum)
Marol
Limon
SOGAN PİYAZI:
Malzemeler:
3 adet sogan
1 tatlı kaşıgı biber salçası
Biraz maydanoz,
1 adet limon
Yarım çay bardagı halis zeytınyag
Yapılışı
Soganlarımızı elimizde yassı yassı dikine ince ince kesiyoruz. Elimizle salçamızı iyice yediriyoruz.(Burada cok salça konulmaması piyazımızın tadı acısından çok önemlidir). Daha sonra maydanoz,  limon ve zeytınyagımızı koyuyor, bir servis tabagına alıp, çigköfteleri bu karışıma bandıra bandıra yiyoruz:))
YAPILIŞI:
Öncelikle taze soğan, kuru soğan, sarımsak ve maydanoz çok ama çok ince ,domatesler ise küp küp dogranıyzr.
Tepsimisin bir yarısına bulgurumuzu koyuyoruz, diğer yarısına tase soğan ve maydonoz hariç etimizle birlikte diğer tüm malsemeleri koyuyoruz. Bulguru tepsinin bir  kenarında bekletirken diğer yarıdaki malsemeleri iyice birbirine yedirmek için  uzun uzun yoğuruyoruz.  Birbirine  iyice yedirdiğimize emin olduktan sonra ,tepsini diger yarısında bekleyen bulgurumuza domateslerımızı ekleyip onuda özlesene kadar yogoruyoruz.Ve daha sonra iki karısımı birbirlerine  iyice kaynaştırıyoruz. Daha sonra yogurmaya devam ediyoruz. Çig köftemizin kıvama geldiğini anladığımızda tase soğan ve maydanozuda  koyuyor ve  onlarıda iyice birbirine yediriyoruz. Halıs zeytınyagımızıda üzerine biraz gezdırdıkten sonra, köfte şeklini vererek , avucumuzda sıkıp hasız hale getiriyoruz.  Sonra yanında marul ve sogan piyazımız ile servis yapıyoruz..
AFİYET OLSUN


 
 
 

17 Şubat 2010 Çarşamba

MUSKA BÖREGİ..


Günaydın lezzetseverler;
Dün diyetımın ilk günü nasıl geçtı dıye soracak olursanız çok zorlanmadım. Dün harfı harfıne uydum dıyebılırım. Sadece akşam yemegınde bulunan makarnadan dayanamayıp bır kaşık yedım. Hepsi bu kadar. Dun 40 dk koşu bandında 5 km yürüdüm. Sanırım böyle gıderse diyete devam edecegim bu 13 gun zarfında, benden en az bır 5 kılo eksılecek gıbı görunuyor. Bünyem benım çok inayçıdır, belkı kolay veren bırı olsam daha cok kılo verebılırım. Çabuk alırım , ne yazıkkı çabuk veremem. Dün blog arkadaslarımdan bır çok mesaj aldım. Kızlar yeterkı ınancınız olsun ve dıyetle birlikte spora başlayın, kilo vereceginize inanın ve lütfen iradenızın ne kadar güçlü oldugunuzu insanlara gösterın, o zaman  kilolar bir bir gidecek inşallah.
1. gün  74.100 kg
2. gün  73.600 kg
Şimdi tarifime geçmek istiyorum;
MALZEMELER:
5 adet yufka,
1 adet yumurta,
2 kaşık yoğurt,
1 çay bardağı sıvı yağ,
1 çay batdagı süt
İÇ MALZEMESİ:
Peynir,
Maydanoz,
Yumurta akı
YAPILIŞI:
Yumurta sarısı, süt,yoğurt ve yağ derin kapta çırpılır. Peynir, maydanoz ve yumurta akı da karıştırılır. Yufkaları, 7şer cmlik şeritler halinde keseriz. Her parçaya yoğurtlu karışımdan sürülür ve yufkaların içerisine iç malzemeden 1 tatlı kaşığı doldurup , sağ köşeye koyarak muska şeklinde katlarız.Üzerine yumurta sarısını süreriz.Ve 180 derecede önceden ısıtılmış fırında üzeri altın sarısı olana kadar pişirilir
Afiyet Olsun..



 

16 Şubat 2010 Salı

GÜVEÇTE NOHUT YEMEGİ:


Günaydın sevgili lezzetseverler;
2 gün önce diyete girdıgımden bahsetmıstım. Ne yazıkkı ilk gün uydugum 2.cı gün ise kaza yapınca moral bozuklugundan tam uygulayamadım dıyetımı. Ve su anda tekrar 1.cı günden başlayarak tüm ayrıntıları yazıyorum. Şu anda bu yazıları yazarken, 1. Gün sabah içmem gereken sabah kahvesi ile tekrar başlamış bulunmaktayım.
Sabah itibari ile kilom 1.gün 74.100 umarım bir an once bu Rakamlar kücülür.
Hergün düzenli sabah tartılıp kilomu bıldırecegım. Eger yapmayı düşünen arkadaslar varsa onlar ıcın yemek tarıfımın altında diyetın tüm ayrıntılarını vermek istiyorum.
GÜVEÇTE NOHUT YEMEĞİ:
Malzemeler:
Yarım kilo Nohut
500 gr kuşbaşı kuzu eti,
2 adet orta boy kuru soğan
1 adet orta boy domates
2 yemek kaşığı Tereyağ
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yemek kaşığı acı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
Tuz,
Karabiber,
Kimyon,
Pulbiber.
Yapılışı:
Nohutlar akşamdan ayıklanır ve ıslatılır. 1 gece bekletilir. Yemek YAPILACAĞI zaman suyu süzülür ve tekrar yıkanıp üzerini 4 parmak geçecek kadar su ekleyerek, etlerle birlikte düdüklü tencerede ateşe konulur. Kısık ateşte nohutlar ve etler yumuşayana kadar pişirilir.
Kuru soğanlar, Güveç tenceremize küp küp doğranır. 2 yemek kaşığı sıvıyağ eklenerek pembeleşene kadar kavrulur.Ardından doğranmış domatesler konur. Soğanlar ve domateslersotelenınce biber salçası, tuz, Kimyon, karabiber ve kırmızı biber ilave edilerek biraz daha kavrulur ve yumuşamış olan etler ve nohutlar Pisen suyu ile birlikte içine ilave edilir domates.
Kapağı kapalı olarak 10-15 dakika daha kısık ateşte pişirilir. Daha sonra arzuya göre servis edilir.
Afiyetle ve formda kalınız ..



Türkiye'de İsveç'ten konuşulunca insanların aklına İsveç Diyeti geliyor. İsveç Diyetini uygulayan herkes iki haftada 7 ile 20 kilo arasında verebildiğini belirtti. Dahası diyetin en büyük özelliği metabolizmayı tamamen değiştirdiği için 2 yıl boyunca hiç kilo alınmamasını sağlandığı ifade ediliyor.
Amerikan Kalp Vakfı Acilen kilo vermeleri gereken kalp hastalarına isveç diyetini öneriyor.
3 Günde tam 4,5 kilo verebileceğiniz bu Diyeti üçüncü günün sonuda Bırakmalı ve tekrar etmek istiyorsanız az bir hafta ara vermelisiniz tr.
Kurallar
1. Ayrıca çay, kahve ve MEŞRUBAT içilmemeli.
2. Günde 2 Litre Su içilmeli.
3. Diyet 13 Günden fazla sürdürülmemeli.
4. Diyeti ancak 6. günde kesebilirsiniz.
5. 3 aydan kısa bir sürede Diyeti tekrarlamayın.
6. Aynı Gün içinde Öğle ve akşam yemekleri yer değiştirilebilir.
Tavsiyeler
1. Brokoli bulamazsanız karnıbahar yiyebilirsiniz.
2. Kolesterolü yüksek olanlar yumurtanın akını yiyebilir.
3. Ölçü ve miktar belirtilmeyen yiyecekleri abartmamak koşuluyla istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
4. Diyet ağır gelirse 6. günde kesip 3 ay sonra 6 gün daha uygulamak mümkün.
1. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 Kesme şeker
Öğle: 2 katı yumurta, 1 porsiyon haşlanmış Ispanak, 1 domates
Akşam: 1 biftek (200 gram) Zeytinyağlı ve limonlu yeşil salata
2. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
Öğle: 1 dilim salam, 100 gram yoğurt
Akşam: 1 biftek (200 gram), yeşil salata, 1 meyve
3. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
Öğle: haşlanmış Ispanak, 1 domates, 1 meyve
Akşam: 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yeşil salata
4. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
Öğle: 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 250 gram yağsız beyaz peynir
Akşam: 2 dilim portakalın suyu, 100 gram yoğurt
5. Gün
Sabah: 1 büyük rendelenmiş havuç (limonlu)
Öğle: haşlanmış yağsız balık (200 gram, limonlu ve tereyağlı)
Akşam: 1 biftek (200 gram), salata ve brokoli
6. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
Öğle: 2 katı yumurta, 1 büyük rendelenmiş havuç
Akşam: Derisi alınmış tavuk (200 gram), salata
7. Gün
Sabah: sekersiz çay
Öğle: Izgara et (200 gram), taze meyve
Akşam: Hiçbir şey
8. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme seker
Öğle: 2 katı yumurta, 1 porsiyon haşlanmış Ispanak, 1 domates
Akşam: 1 biftek (200 gram) Zeytinyağlı ve limonlu yeşil salata
9. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
Öğle: 1 dilim salam, 100 gram yoğurt
Akşam: 1 biftek (200 gram), yeşil salata, 1 meyve
10. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
Öğle: haşlanmış Ispanak, 1 domates, 1 meyve
Akşam: 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yeşil salata
11. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
Öğle: 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 250 gram yağsız beyaz peynir
ASAM: 2 dilim portakalın suyu, 100 gram yoğurt
12. Gün
Sabah: 1 büyük rendelenmiş havuç (limonlu)
Öğle: haşlanmış yağsız balık (200 gram, limonlu ve tereyağlı)
Akşam: 1 biftek (200 gram), salata ve brokoli
13. Gün
Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
Öğle: 2 katı yumurta, 1 büyük rendelenmiş havuç
Akşam: Derisi alınmış tavuk (200 gram), salata

15 Şubat 2010 Pazartesi

KURU KÖFTE:

Sevgili arkadaşlarım,dostlarım hepinize günaydın;
Dün sizlere diyette oldugumu yazmıştım. Ögleden sonra tüm diyet malzemelerımı almak ıcın bır markete gıttım. Dönüş yolunda ne yazıkkı , kırmızı ışıkta önumdekı araca çarptım. Yeşil ısık yandıgı ve ilerledigimiz bir  anda önumdekı arac bır anda cok anı bır fıren yaptı , onundekı aracı kılpayı vurmadan kurtuldu ama ne yazıkkı ben o şansa sahip olamadım.. Tabı bendekı panıgı hıc sormayın . 3 yasındakı oglum Deniz Emrenın nasıl korkup agladıgını  ve benım etrafıma dolusan ınsanlarla o panıgı daha bır derınden nasıl yasadıgımı tahmın edersınız.. 19 yıldır araba kullanıyorum. Ve belkı size  tuhaf gelecek  19 yıl boyunca benı bır tek polis memurunun durdurup da ehlıyet ruhsat lütfen demeyen, tek bır cezam olmayan, gercekten usta şöför oldugumu kesın kanıtlayan bunuda  Antalyaya o virajlı yollara 4 kez  gıderek kanıtlayan ben (Antalya yolu benı tuttugu ıcın eşime vermiyorum:)), bir anlık dalgınlıkla önumdekı arabaya arkadan çarptım. Hala dusunuyorum nasıl oldu, şaşıyorum. Belkıde dıyette oldugum ıcın kan şekerım dustu dalgınlık oldu dıyorum ve baskada bır açıklama getıremıyorum. En cok üzüldugum noktada eşime 19 yıl boyunca sureklı kazam yok deyıp,gururlanıp, hava atmam ve bu itibarımın sarsılması. Aslında çok usta şöför oldugumu ve herzaman kendıme cok fazla güvendıgımı söylesede bazı zamanlarda kızdırmadan duramayan eşim artık her fırsatta benımle dalga gececek ve benı kızdıracak. . Şimdi bu itibar ne yazıkkı çizildi:))
Kazaya gelınce aslında kaza denmez , çunku ıkı taraftada herhangı bır göçük olusmadı. Benım arabada sadece plakanın, hertarafı egri bir şekilde yere dustu, karsı araçta ıse dıstan bakınca bırsey yoktu ama sadece bagajı kapanmıyordu. Hemen servise gittik.Tüm prosedürleri tamam ladık. Neysekı ıyı bır beyefendıye rastladımda sorun olmadan anlastık ve ayrıldık. Allah herkesın yolunu açık etsin diyorum ve tarıfıme geciyorum.

KURU KÖFTE
Malzemeler:
1 kg az yaglı  kıyma,
Ekmek içi (kurutulmuş, blendırdan geçirilmiş)
2 adet soğan,
Yeteri kadar tuz,
karabiber,
1 adet yumurta,
İstege baglı kırmızı biber.
Hazırlanışı:
Soganlar çok ince olarak küp küp dogranır.  Kıyma, yumurta , çekilmiş ekmek,  tuz,  karabiber de ilave edilerek yoğrulur ve elle köfte şekline getirilir. Daha sonra kısık ateşte kızarana kadar pişirilir. Pişen köfteler yagını emmesı ıcın havlu kagıdın üzerine alınır. Daha sonra servis tabagına alınarak arzuya göre servis yapılır.
Afiyet Olsun...






Arkadaşlar,dostlar,lezzetseverler, BEN DİYETTEYİM.. :)
Bu siteyi açtıgım 3.5 ay zarfında tam 4 kılo almısım. Ogun bugundur, pişiriyorum,yiyip içiyorum, hiçbirşeye dikkat etmiyorum ve hominigırtlak gidiyorum. 2-3 günde bir tartılara çıkan, dikkat eden, spor yapan  ben tartıya çıkmaz olmuştum. Bir nevi tartımla  köşe kapmaca oynuyordum:)) Tartıyı gördüğümde kaçıyorum, sağımdan solumdan pırtlayan fazlalıklara aldırmayıp, şişkinliktir şişkinlik gibi sözlerle geçiştirip umursamaz bir hal sergiliyordum. Ta ki geçen gün tartıda gerçekle yüzleşene kadar. İbre gittikçe yükseliyordu ve benim acil bir önlem almam gerekiyordu. Geçmişte ciddi kilolar almış ve bir gayretle o kilolardan  ogullarımın sünnetinde giyecegım gece elbisesine sıgacagımı hayal edip kurtulmuştum. Aslında hayalın ötesınde gidip begendıgım elbiseyı 42 bedende ıken 38 bedende elbise alarak başarmıstım. Gayret edip o elbiseye girebilmiş ve amacıma ulaşabilmiştim.. Ama o verdigim 7 kilonun hepsi fazlasıyla gelmiş yakama yapışmıştı . Pazartesi yani bugun diyete gireceğimden hazırlık olsun diye dün tam 6 tane lahmacun yedim. Nasıl hazırlık bu dediğinizi duyar gibiyim:)))Bir nevi benim için sahalara veda anlamına geliyordu. Yani yine benden birşeyler eksilecekti diyette oldugum zaman içinde:))
Bugün yepyeni  bir güne uyandım. Sabah kahvesi ile birlikte diyete başladım. Diyet programımı sağ tarafta gördüğünüz "Yaklaşmayın Diyetteyim" bölümünden hergün takip edebilirsiniz. Bugün 1. günüm .bakalım gercekten çok inançlıyım.
Peki dıyeceksınız nasıl bır anda böyle bır karar aldın dıye Kilo vermem gerek, diyetteyim dediğimde “kimse ihtiyacın yok saçmalaaamaaa” demiyordu ve  demekki  bir sorun vardı:))) Kırmızı alarm çanları çalmaya başlamıstı. Ama asıl bir anda diyete baslamamın nedenini anlatmak ıstiyorum arkadaslar.Apartmanda bir komşum var. Ve dun onu gordugumde ınanılmaz bır şok yasadım. Çalışan bir bayan oldugu için sanırım 2 aydır karsılasmıyorduk. Tam 15 kılo verdıgını söyleyınce gercekten ınanamadım. Öyle çok zayıflamıstıkı, bu beni çok etkıledı. Ben çok azımlıyımdır aslında. Kafama koydugum bır seyı mutlaka ama mutlaka yaparım. Sadece ınanıp, çok ıstemem lazım. Zayıflamayıda çok ıstedıgım ıcın hemen bugun bu dıyete (isveç Diyet) başladım. Bakalım nasıl böyle lezzetler yapıp, sunup, birde dıyete devam edecegim. Size gunluk bıldırecegım.
AFİYETLE VE FORMDA KALMANIZ ÜMİDİYLE..

14 Şubat 2010 Pazar

EV İŞİ FINDIK LAHMACUN:


MALZEMELER:
Hamur için:
4 su bardağı un (eklemeniz gerekirse ilave ediniz)
1 çorba kaşığı toz maya (1 kahve fincanı şekerli ılık süt ile 5 dk. kabartılmış)
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1/2 Tatlı Kaşığı Toz Şeker
2 yemek kaşıgı yogurt
2 çay kaşıgı tuz
Yeteri kadar ılık su (ben 2 su bardağı ile başlayıp gerekirse ilave ediyorum)

İç harç:
500 gr orta yağlı koyun kıyması,
250 gr. ince ince kıyılmış kuru soğan,
2 adet orta boy domates (soyulup,küp küp doğranmış)
1/2 demet ince kıyılmış maydanoz
2 yemek kaşığı biber salçası
Pul biber
1 yemek kaşığı tepeleme yumuşak margarin
Tuz
Karabiber

YAPILIŞI:
İç harç için gerekli tüm malzemeler derin bir kapta el ile iyice yoğrularak, harmanlanır ve  üstü kapalı olarak biraz bekletilir. Bu arada geniş bir kabın ortasına un konur, ortası havuz gibi açılır.Ortasına sütlü maya , tuz ,Yağ , ılık su ilave edilerek yumuşak bir hamur hazırlanır, kabarıncaya kadar üstü nemli bir bezle kapalı olarak bekletilir. Kabaran hamurdan ceviz büyüklüğünde bezeler alınır, merdane ile ince açılır, harç el ile azar azar yayılır, yağlı kağıt ile kaplanmış tepsiye dizilen lahmacunlar, önceden 200 derecede ısıtılmış fırında üstleri kızarana kadar pişirilir.

13 Şubat 2010 Cumartesi

AŞK KURABİYESİ:


Sevgili arkadaşlarım bugün gündem konumuz , Sevgililer Günü; sevgi , aşk, kırmız gül , kırmızı kalpler , pembe pembe pastalar.Şimdi 14 şubat sevgililer günü olması vesilesiye ,sözlerime şöyle devam etmek istiyorum.Tüm dostlarımın,arkadaşlarımın,  ve şu an bu yazıyı okuyan tüm lezzet severlerin sevgililer gününü buradan, canı gönülden kutluyorum..
''Bazen oyle birisi cikar ki karsiniza, oyle bir zamanda girer ki hayatiniza, daha onceki iliskilerinizde yasadiginiz tum olumsuzluklari unutturur birden . Ne kadar korusaniz da kendinizi bir kez daha aci cekmemek icin, karsi koyamazsiniz duygulariniza. Cok fazla direnmez ve butun kapilarinizi acarsiniz ona. Ve hadi dersiniz "gel iceri, gel ve askini ispatla bana". Beklediginiz yada şu an inandıgınız kişinin dogru kişi olması ve sevginizin bir ömür boyu sürmesi dileklerimle''...
Konu sevgi oluncada,  bu konu ile ilgili Can Dündar'ın en sevdigim şiiriyle sözlerimi noktalıyorum.

Sevgi emekmiş...
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..
''Sana ihtiyacım var, gel! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş..
Can yücel

Malzemeler:
25 gr yumuşak kurabiye,
110 gr şeker,
3 su barağı un,
1 yumurtanın sarısı,
1 paket kabartma tozu,
Yarım su bardagı bal


Yapılışı:
Terayag, şeker ve yumurta sarısını mikserle iyice çırpın. Bal, un ve kabartma tozunu ekleyin. Gerekirse un ilavesi yapınız.
Hamuru unlanmış tezgahta 5 mm kalınlıgında açın. Kalıpla keserek yaglı kağıt serili tepsiye dizin ve önceden ısıtılmış 160 dereceye ayarlı fırında 10-15 dk pişirin. Sogumaya bırakın.
Şeker hamurunu elinizel yumuşatıp merdaneyle açın. Aynı kalıpla parçalar çıkarın. Kurabiyenin üzerine incecik bal sürün. Gıda boyalarıyla renklendırdıgınız şeker hamuru ile süsleyip, hamurlar donunca servis yapınız.

12 Şubat 2010 Cuma

AKDENİZİN YERLİSİ KEÇİBOYNUZU(HARNUP)


Ilıman iklimlerde yetişen keçiboynuzunu yeniden keşfetmenin ve asırlardır insanlığın hizmetindeki bu meyveyle şifa bulmanın tam vakti.
Akdeniz'in yerlisi keçiboynuzu, Mısırlılardan günümüze kalan hiyerogliferde görebileceğimiz birkaç meyveden biri. Musevilerin TuBişvat bayramının geleneksel yiyeceği keçiboynuzuna, Hıristiyanlar Aziz John'un ya da Yakup Peygamber'in ekmeği adını veriyor. 1930'lardaki İspanya İç Savaşı'nda ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman işgaline uğrayan Yunan Adaları'nda, halkı açlıktan ölmekten kurtaran tek şey, orada yetişen keçiboynuzuydu.
Doğada ağırlığı değişmeyen çok az tohumdan biri keçiboynuzu tohumu. Dört tanesi bir dirhem eden tohumları, yüzyıllar boyunca Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından elmas gibi değerli taşları tartmak için kullanıldı. Keçiboynuzu, Lokman Hekim'in değer verdiği bitkilerden biri aynı zamanda. Hikâye Anadolu'nun farklı köşelerinde, başka bitkiler için de anlatılsa da doğruluk payı olma ihtimali yadsınamaz: Yolu Akdeniz taraflarına düşen Lokman Hekim, keçiboynuzu ağaçlarını görünce şöyle der: "Buranın halkının bana ihtiyacı yok çünkü burada keçiboynuzu var..." Anadolu'da 'harnup' ya da 'boynuz' olarak bilinen meyve tarih boyunca ne kadar önemsenmişse de artık, geçmişteki kadar yer almıyor hayatımızda.
İlk 15 yıl meyve vermeyen ve Kıbrıs, Libya, Malta, İtalya, Suriye, Fas, Tunus, Cezayir, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkelerin ılıman Akdeniz iklimini seven keçiboynuzunun meyvesi neredeyse bir yılda olgunlaşıyor.
Türkiye'de en çok Antalya, Mersin ve Muğla'da yetişen meyve, şekerin kolay bulunmadığı zamanlarda, tatlandırıcı olarak kullanılıyordu.
Kolesterol ve kafein içermeyen keçiboynuzu, kakaoyu andıran aroması ve içindeki balıyla çikolata ve tatlı yiyemeyenlerin imdadına yetişiyor.
Cinsel gücü artırdığı, içindeki gallik asit nedeniyle astım hastalarına iyi geldiği biliniyor. Uzun süre tok tutan keçiboynuzu meyvesinden yapılan pekmez de sindirim problemi çekenler için en doğal ve lezzetli deva.
Sigarayı bırakanlar içinse güçlü bir balgam söktürücüdür.

11 Şubat 2010 Perşembe


TAŞINDIM!!!!
Merhaba sevgili arkadaşlarım;
Uzun süredir aklımda olan kişisel yemek siteme geçişimi tamamlamış bulunmaktayım. Yaklaşık 3
aydır kullandığım ''blogspot'' altyapısından bloğumu ''com''altyapısına geçiriyorum ve bundan sonraki yazılarımı ,tariflerimi, http://www.cemilecelezzetler.com adresinde yazıyor ve yayına devam ediyor olacagım.
Yeni adresimde görüşmek dileğimle,
Sevgiyle ve Afiyetle kalınız.
Cemile Okşar

YOGURTLU, MAYONEZLİ KARNABAHAR:

Günaydın lezzet sever arkadaşlar;
Facebook'ta tanıştıgım, 2 gün önce tanısmamıza ragmen yüreginin sıcaklıgını ve samimiyetini,sevgisini  derınden içimde hissettigim,  merak ettiğim, karşılaşmayı çok istedigim, bir bayan http://kutsalsofra.blogspot.com/.
 2 gün ugraştım; temamı nasıl degiştirecegimi, arşivi nasıl  taşıyacağımı ve nasıl kategorilendireceğimi bilmiyordum.  Sevgili (Kutsal Sofra-Kutsal Çeyiz), sitemdeki yeni sayfa düzenini bana hiçbir çıkar gözetmeden yapmamda yardımcı oldu. Ve şu andaki sitemin teması oluştu. Kendisine buradan tekrar tekrar teşekkürlerimi sunmak istiyor ve dostlugumuzun daim olmasını diliyorum...
Gelelim bugunkü tarifimize:

Malzemeler:
1 adet küçük karnabahar,
2,5 bardak yoğurt,
3-4 kaşık mayonez ,
Kırmızı biber,
2 diş sarımsak,
Biraz sıvı yag,
Tuz .


Yapılışı:
Karnabaharı parçalara ayırıp, yıkayın ve buharda veya tencereye bir parmağı geçmeyecek şekilde su koyarak haşlayın. Soğuduktan sonra, servis tabağına alın. Ayrı bir kapta mayonezi,yogurdu ,tuzu, ve sarımsaklarımızı ekleyip karıştırın. Servis tabagımızdaki karnabaharlarımızın üstüne dökün.Bir tavada yag ve kırmızı biberimizi yakınız ve üzerine dökünüz.
Afiyet olsun..

10 Şubat 2010 Çarşamba

TERBİYELİ TAVUK ÇORBASI:


Sevgili lezzet sever dostlarım,arkadaşlarım;
Bu çorbayı  annemden ögrendim. Ben çok kücük bir çocukken en sevdigim çorbaydı, halada en sevdigim çorba. Tadi ayni iskembe corbasina benziyor; ama icinde iskembe yerine tavuk var. Iskembe corbasini sevmeyenler icin guzel bir alternatif.  Iste tarif:


Malzemeler:
1 adet tavuk butu
5 s.b. su
4 y.k. yogurt
1 adet yumurtanin sarisi
1 1/2 y.k. un
2 - 3 dis sarmisak (dovulmus)
2 y.k. tereyag
1 c.k. pul biber
1 c.k. kuru nane
Tuz,
Sirke (arzuya gore)
Yapilisi:
Tavugu haslayip kemiginden ayirin ve kucuk kucuk dograyin.
Bir kasede yumurta ve yogurdu cirpin ve bir kenarda bekletin. Tencereye unu ekleyip kokusu cikana kadar kavurun. Tavuk suyunu ekleyip (kaynadiktan sonra yaklasik 4 bardak kaliyor) karisim homojen olana kadar cirpin ve kisik ateste kaynayana kadar, arada bir karistirarak pisirin.
Kaynamaya basladiktan sonra corbadan bir kac kasik alarak terbiyeye ekleyin ve karistirin. Daha sonra terbiyeyi yavas yavas corbaya ekleyin ve kayanamaya baslayinca kadar karistirarak pisirin, sarmisagi ekleyin ve puruzsuz olmasi icin blendirdan gecirin.
Tavuklari ekleyip bir kac tasim daha kaynatin ve atesten alin. Tuzunu ekleyin. Yagi bir tavada kizdirip biber ve naneyi ekleyin. Servis yapmadan once biberli yag ve sirke ile susleyin.
Afiyet sifa olsun!

ŞİFALI BİTKİLER(ÇÖREK OTU)

Merhaba, yemek sever doslarım ve arkadaşlarım.
Bundan böyle sizlere şifalı otlarmızı ve baharatlarımızı , ınternetten edındıgım bilgiler işigında tanıtmaya çalışacagım.
Poğaçalarımızın, böreklerimizin ve adı üstünde çöreklerimizin süsü çörek otu aynı zamanda pek çok hastalığın da devası. Halk arasında nazara iyi geldiği inancının yanısıra şifâhen birçok hastalığın tedavisindede kullanıldığı bilinmektedir.Yapılan araştırmalar bu şifâhi kültürün haksız olmadığını ortaya çıkartmıştır.
Mide ve bağırsaktaki gazları söker, hazmı kolaylaştırır, iştah açar; ekmek ve keklere katılırsa da şişlik yapmaz.
Böbrekteki kum ve taşları döker; şerbeti içilir veya 4 bardak suya 3 çorba kaşığı çörek otu dövülerek konur, üzerine 1 çay kaşığı sözme bal konur. Kaynatılıp süzülür. Günde üç kere 1′er çay bardağı içilir.
Felç ve kazıklı hummaya (tetanoz) faydalıdır; çörek otu yağı burundan faydalıdır.
Öksürük, balgam, nefes darlığı ve romatizmaya faydalıdır; balla karıştırılıp yenir veya macun yapılır. Grip ve nezleye, baş ağrısına; yağı burundan damlatılır veya çörek otu bir müddet sirke içinde bekletildikten sonra alınarak toz haline getirilir, enfiye gibi burna çekilir veya tohumları kavrulur, tütsüsü burna çekilir.
Kulak için, sonradan meydana gelen üşütme, rüzgâr alma, iltihap tıkanıklıklarında; çörek otu yağı kulağa damlatılır.
Diş ağrısı ve diş iltihaplanmalarında kullanılır; çörek otu sirke ile kaynatılıp ağızda gargara yapılır.
Bağırsak ve karındaki kurt, parazit ve solucanları öldürür; sirke ile kaynatılıp aç karnına içilir.
Basura faydalıdır; sirke ile kaynatılıp basura sürülürse veya yakılır elde edilen külü içilir veya acı kavun suyu ile merhem yapılır sürülürse faydası görülür.
Vücudun muhtelif yerlerinde sızısı olanlar; sabunlu sıcak su ile yıkanır, çörek otu kavrularak dövülür ve yıllanmış zeytin yağı içine konur. Bu yağ sızılı kimsenin tepesinden ayağına kadar sürülür, hasta giydirilir. Soğuk rüzgâr değmeden yatağa yatırılır, iyice terletilir. Hasta terledikten sonra sızılar geçer ve vücut ipek gibi olur.
Sivilce, uyuz, egzama gibi cilt hastalıklarına faydalıdır; çörek otu sirke ile kaynatılıp sürülebilir
Vücuda kuvvet ve zindelik verir; bal ile macun yapıp yenebilir. Kan yapıcıdır; her sabah kuru üzümle beraber yenmeli.
Çocukların gaz ve sancılarında; bir miktar çörekotu tohumu, bir tane hindistan ceviziyle de dövülür ve tülbente konup, çocuğun ağzına tutularak emzirilir.
Kadınların hayzını söktürür. Anne sütünü artırır; balla yenmeye devam edilmelidir. Unutkanlığa faydalıdır, balla macun yapılıp yenmeli.
Saçları besler, kepeği önler; çörek otu yağı saçlara sürülür.
Çörek otu tütsüsü haşereleri öldürür.
Çörek otu ürünleri (yağ ve ezilmiş bal karışımlı) hamilelik devresindeki şikayetleri azaltır. Yan tesiri olmayıp, bu devredeki hanımlara ve bebeklerini ana sütüyle besleyenler için süt kalitesinin bebeğe daha yarayışlı olmasını sağlar.
Egzamalı deriye sık sık çörek otu yağı sürüldüğünde deri çabuk iyileşir. Yine deri hastalıklarında mikrop öldürücü tesirinden dolayı çok fayda verir.
Çörek otu, müzmin hastalıklarda şaşırtıcı iyileşmeler sağlar. Çocuklarda özellikle sinir ve deri hastalıklarına, astım ile alerjiye iyi gelir.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...